Bu bana mı oluyor yoksa herkese mi bilmiyorum . Ne zaman
asansör çağırsam , asırlık bir bekleyiş içine giriyorum , gel mübarek , gel ! E
, hep mi sıkışır insan , hep mi ? Hatta öyle ki , daha apartmanın dış kapısına
anahtarı soktuğumda başlıyor işkence . Yarım saat daha dışarıda kalsam da , bir
saat önce bu kapının önüne gelsem de aynı şey , hiç değişmiyor . E çocuk da
değilim ki sallanayım :) Bazen gerçi
birileri varsa yanımda yakınımda , sanki ayakkabımın bağı çözülmüş ya da
çizmenin fermuarı sıkışmış gibi aşağı eğiliyorum ki , anlamasın bacaklarımı neden böyle çarpık
tutuyorum diye , elin adamı .
Gerçi bi şarkım
var içimden içimden söylediğim , küçükken babaannemin öğrettiği çişi unutma
şarkım '' hoy hoy hoy gıdı gıdı gıdı '' , bunu defalarca söylüyorum , ama bazen
işte , yine de zorlanıyor insan .
Bu konuda
hatırladığım kabus günüm var bir de çocukluğumdna kalma . 10 yaşındayım , dilim
de pek iyi değil , Türkçe ile geç tanıştım annemin Türk olmamasından dolayı .
Babamla gelmişim 9 yaşımda Türkiye ' ye aşkları bitince . Babam , büyükbabam ,
babaannem , bir de yardımcılarından oluşan neşeli bir aileyiz . Evimiz
Mecidiyeköy ' de o zamanlar , 3 katlı bir ev , daha doğrusu aile bireylerinin
oturduğu 3 katlı apartman . Biz babamla en üst kattayız ama günün büyük
çoğunluğu babaannemin o bahçe katındayım ben . Oyunlar oynuyor benimle ,
kitaplar okuyor bana . Şimdi de duruyor orası aslında Kanal D binası hemen
ilerisinde ama evimiz , artık ev değil , her katında ayrı şirket olan o eski
evlerden ...
Okulda , son derste
aslında gitmeliydim tuvalete . Ama o kadar uzun cümle idi ki o bana , ğ , r,
t v, l , t g,d ,b , l,t,f gibi bir sürü
söylenmesi zor harf dolu uzun bir cümle var ezberimde .
- Öğretmenin
tuvalete gidebilir miyim ? ( ufff , bir sürü şey )
Demedim işte , amaan zaten son dersti . Çıkınca da çocuk
aklı işte , evin önüne gelene kadar da bir şeyim yoktu ki ...
Her zaman evde
olan babaannem yok :(( , zil sessiz , seslenişlerim cevapsız, yardımcı abla
nasıl olmaz , şaşkınım ben . Aklıma geldi birden , yan tarafta bir pencere
vardı , eğer acil bir şey olursa o pencerenin içinde sağa asarlardı anahtarı
biliyorum . Yaşasındı . Bir taraftan da babaannemin çok sıkışınca bu şarkıyı
söyle dediği şarkı hep içimde '' hoy hoy hoy , gıdı gıdı gıdı '' . Ama , ama , ama işte :((( , pis pencere böyle
aşağıdan yukarıya kaldırmalı bir sistemi vardı , böööyle tutup altından ,
yukarı doğru kaydırıyordun ... Kaydırdım , az daha , az daha derken tüm gücümle
, olamaz ! Karın kaslarım artık bana itaat etmiyordu işte :( O ilk damla yok mu
, o kaçmasa hakimdim kendime , hepsi onun yüzünden oldu . İlk damla gitti mi
daha yapacak bir şeyin yok ! Artık pencereyi açmama da gerek yoktu zaten , hem
bir garip huzur , hem de bir garip üzüntü . Kendi katımıza çıkmak en doğrusuydu
artık , güzelce yıkanmak , temiz kıyafetler giymek , bir de ruhumu rahatlatmak
istiyordum sadece ... Babam gelene kadar .
O yüzden ,
asansör kapılarında hep bir panik yaşarım :))
Not ; Ha , o olay ilk ve sondu he biline :))
gizlikoza
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder