19 Şubat 2013 Salı

Gözüm Sizi Bir Yerden..

    Isırıyor değil mi? Isırıyor da nereden ısırıyor bilemiyorsun tabii. Her sabah sigara almak için uğradığın marketteki kasiyer kızım ben. Her akşam iş çıkışı uğradığın, aldıklarınla evli olduğunu tahmin ettiğim adamsın sen de. Ultra Prima, peynir, süt, pril ve orkid, başka neyle açıklanabilir ki, evlisin sen. Hatta daha ileri gideyim, memursun sen. Bir; giyiminden belli, iki; düzenli akşam geliş saatinden ve sabahları uğrayış, üç; bir şey alırken yaptığın fiyat karşılaştırmalarından ... Daha da ötesi var bildiklerimin hakkında. Annesi aşırı titiz olan bir evin çocuğusun sen. Kasada sana uzattığım her kağıt paranın Atatürk başlarını aynı şekilde gelecek şekilde yerleştiriyorsun cüzdanına, arkadakileri beklettiğine aldırmadan, söylenmelerini duymadan yapıyorsun bunu üstelik. O kadar odaklanmışsın ki o düzgünlük ve simetri işine. Çocukken, ellerini yıkamadan sofraya oturtulmamışsındır, eminim. '' Bak, ellerini yıkamadan oturdun masaya, tuvaletten çıkmadın mı sen şimdi?'' diye azarlanıp durdun değil mi hep.Aslında hiç istemiyordun belki de memur olmayı, ahh o telkinler yok mu, ''Düzenini bilirsin, memur ol en güzeli, alırsın bir de memur kız, çift maaş geçinir gidersiniz.'', dedi baban, kim bilir...

    Bak, neler biliyorum hakkında senin, umurumda mı bütün bunlar? Hayır, asla değil. Düzenli müşterilerim hakkında ne tür çıkarımlar yaptıysam, bunlar da senin payına düşenler. Ama sen öyle misin? Hayır!
'' Sizi bir yerden gözüm ısırıyor.'' ha, bu mu söyleyeceğin şey hakkımda? Ben, bir günaydını, bir iyi akşamları, bir teşekkürü bile hak etmeyen sıradan biriyim senin için değil mi? Sadece senin için değil bu söylediklerim, üstüne alınma sen, diğer bütün hepsi, hepiniz böylesiniz. Ben görünmez iş yapanım, gözüne bakılmaz, gülümsenmez ve hatta konuşulmaz bir para alan, para üstü veren biriyim sana, size ve hepinize.

    Gözüm sizi bir yerden ısırıyor, ha! Hem bir şey söyleyeyim mi sana; Göz ısırmaz, görür, görür. Bakarsa tabii...

18 Şubat 2013 Pazartesi

Ne Bilinçmiş ki altı bi dolu bi dolu şey

Böyle bir şey demek ki bilinçaltı dedikleri. Küçükken sana ne yapılıyorsa büyüyünce ya sen yapıyorsun ya da teşvik ediyorsun birilerini menem bişeymiş gibi ( ne menem var da menem yok mu ki, neyse)

Bizimkiler, niye bilmem sık sık boyumu ölçerlerdi benim, uzamayacak mı sandılar nedir. Bizimkiler dediğim babaannem yapardı daha çok, ay geçmez bir duvara yaslardı beni, eli başımın üzerinde, bir çizik atardı duvara kalemle, yanına da günü, ayı ... Soyun diğer yarısını çok da iyi bilmediğinden, uzayacak mı bu kız telaşındaydı sanki.

 Babam, zayıflığımdan galiba, en çok kilomu tartardı. Ne zaman bir yere gitsek birlikte, ''bir de burada tartalım seni'' der bi bahaneyle aspirin maspirin de alarak bir eczaneye sokardı beni.Çocukluk ya, biliyordum ki tartacak  illa ki, ben de bi hırka bi bişey ekstradan giyerdim, yarım kilo yarım kilodur diye. Otuz, otuz buçuk, otuz bir... Sanki bi suç işlemişim gibi önüme bakar çıkardım hep, olmuyor olmuyor. Yiyordum yiyordum yiyordum da '' yaramıyor bu kıza'' ne demekse yaramıyordu yediklerim. Hele beni uncu bir amca vardı,Tahsin Bey, Mecidiyeköy'de şimdiki Kanal D binasının bir alt sokağı mıydı neydi hatırlamıyorum tam, oraya sokmuyor muydu, bir iki sohbet muhabbet Tahsin amca'nın başımı okşaması filan bitince, '' hadi bi tartalım seni'' faslı! Oldu işte babacım oldu , buydu değil mi asıl şey... Çıkarırlardı beni o o un çuvallarının tartıldığı koca şeye. İlk basınca sallanır hafiften, durur sonra. Kuş gagası gibi iki şey birbirine denk durunca asıl kilon çıkıyor kantarda. E dün de 31 dim ki allalaaa. Daha çok yersen büyürsün tatlı kızım. E yiyordum ki, yiyordum.

Bunun avantaj olduğunu ilerde anlayacaktım ama o zamanlar epey bir dertti bana. Ve bu nasıl bir bilinçaltıysa, hala bana '' ayy kilo mu verdin?'' dese biri, bir hafta kendime gelemem, etkilenirim. Marazi birdurum gibi. Hani ergenlikte çok şişman olan kızlar, ilerde zayıflasalar bile hala kendini şişman sanırmış ya, bu da öyle bir takıntı gibi işte. Hep onların yüzünden. Yiyor yiyor yaramıyor buna. Tuhaf ve garip alışkanlıklarım da hep o zamanlardan kalma işte. Yemek yerken hala su, kola, ayran hiç bir şey içmem, içemem ben. Onlarla karnım dolar, az yerim diye.

Bu zaafımı bilenler hep takılır, zayıfladın mı sen biraz. Hayır yaaa! Ben de şimdi çocuklara yapıyorum aynısını. İstemiyorum aslında ama elimde değil. Bir ölçme biçme merakı gidiyor. Onlar da şikayetçi aslında.'' Ye bebeğim ye, bak Arıkan nasıl yiyor gördünüz mü, böööyle açıyor ağzını::))''
- Ama anneee Arıkan da dana gibi yaa:)
Suss. Konuşulmaz öyle:)
Elimde değil...

17 Şubat 2013 Pazar

Ben Anlarım


Bir kırlangıç ol, gel pencereme,
Varsın olmasın kanadın kolun.
Altı aymış ömrün,öyle mi?
Kalamazmıssın çok, kime ne?
Suçluymussun, kırıkmış kanadın kolun,
Bakamazmıssın yüzüme, öyle diyorlar..
Kızgınım çok,kırıldım çok,
Doğru diyorlar..
Buz gibi suda yakmışsın beni..
Hem donmuşum,hem yanmışım,öyle mi?
Geçer demişsin, yine mi?
Bak yüzüme,.bak hadi,,ben söylerim,
Bir kırlangıç ol,gel pencereme,
Konacak mı,gidecek mi,ben anlarım…
Olacak mı ölecek mi,ben söylerim…
TırTıl