10 Haziran 2013 Pazartesi

CUMHUR; nİhaYET, Cumhuriyet; İLELEBET

Bir ev düşünün. Anne  yutkunur çoğu zaman, çocukları üzülmesin diye , ''yanlış anlamışımdır, belki öyle dememiştir'' diye, içine atar ve gülümseyen yüzünü esirgemez çoğu zaman yuvasından. Babaya karşı kalkan olan da odur genellikle. Babanın haksız olduğu durumlarda da babayı ezdirmez çocuklarına, ''yorgun bu aralar''  der geçiştirir. ''Ama, ama ama ama anneee'' nidaları yükselir evde. Huzur git gide azalır, ama yine de idare edilir...

Ta ki, ta ki bıçak kemiğe dayanana kadar! 
Bir olay, ufacık birşey adeta bahanesi olur bardağın taşmasının. Dağılır, toz dumana karışır. Onca şeye susanların, neden bir olaya bu kadar tepki gösterdiğine şaşarsınız . Ve pısırık sandığınız çocukların, her şeyden uzak tutmaya çalıştığınız yavrularınızın enerjisine şaşar, hayran kalırsınız. Ve artık engellemeye çalışmazsınız siz de duygularınızı...

Ülke de bir yuvadır. Analardan, babalardan, çocuklardan oluşan. ‘’Gençlik nerede?’’ diye bakındığınız, ‘’nerede bizim zamanımızdaki gençlik’’ diye küçümsediğiniz  gençlik, uyanıp yüzünü yıkamıştır. Kah anne babalarıyla, kah yaşıtlarıyla, yılmaz bekçiliğin ne demek olduğunu bildiğini gösterip, rüştünü ispatlamıştır. Ne mutlu…

Annesiyle, babasıyla, ninesi dedesiyle, ve kendi yaşıtlarıyla bütün nesiller iç içe, el ele tutuşmuş bir millet, ağır sözlerin, ağır yaptırımların ve de amacını çok çok aşan ithamların altında daha fazla susamayacağını göstermiştir. ‘’Eeeeeee yeter artık !!!’’'ın ayak sesleri,  Cumhuriyet meydanlarını, ana caddeleri, ara sokaklara bağlamıştır.
Cumhur haklıdır. Cumhuriyet ilelebet demiştir halk... Ata’m sen rahat uyu, bekçileriniz, demiştir Ata’sının gençliği. Heykellerin, posterlerin bir tapınma aracı olmadığını, kalplerde de altın tahtlar kurulabildiğini göstermiştir. İçlerine attıkları çocukluk bayramlarını, çocuklarıyla el ele kutlama niyetlerinin iradesini caddelere taşımıştır yaşı ileri olanlar. Siyasetlerüstü, partilerüstü, dinlerüstü bir yürüyüşte, çıkan ses gençliğin sesi, nefesidir.
Yüzlerine püskürtülen su, nasıl da uyandırdı çocukları…
Babalar, nasıl da gururlu oğulları kızlarıyla…
Peki ya annelere ne demeli? Kızınca da çok güzeller değil mi?
Ne Mutlu…
Kadını, erkeği, çocuğuyla bütün ülke, günaydın çayı ikram ediyor ülkesine, buyrun. Buyrun için. Gün aydın.
Şimdi sıra onları kucaklamada tümden. Dilerim kucaklar açılır, yanlışlar tarihe gömülür.
 Sevgi ve saygılarımla, Ata'ya, sizlere, yılmaz bekçilere ...