30 Mayıs 2012 Çarşamba

Bir Konuşsa Aşk


Çok çabuk ulaşılabilir olması öldürdü beni .
Sabretmelerin dayanılmaz işkencesinde kavrulmuyorum artık .
Yanıp tutuşamıyorum , yanıp tutuşturamıyorum .
Ruyalar görmesine de gerek yok ki , dilesinde beni görsün .
Hayali beklemelerin ,
Hayali gelmeleriydi hasreti dayanılabilir kılan .
Hasret kalmadığı gibi ,
Hayal de artık , uzak , çok uzak ülkelerde yaşıyor besbelli .
O uzak ülkelere mi gitsem acaba ?
İçin için yanar kavrulurken eski aşıklar ,
Şimdi adeta çifte kavrulma derdinde hepsi
Biri olmazsa diğeri misali ...
İkimiz paylaşamamışken henüz hayatı,
Paylaşım sahaları derdinde garip , sosyal yanıymış yeni hayatın .
Nişan alamamışken daha hayatı ,
Aşkı paylaşımda nişan etmişler , haberim yok .
Vuslat , beklenmeye değerdi ki , beklenmeye değen gelsin .
Çağ değişti naralarıyla beklemeler kısaldı önce .
Zaten beklenen de bekletmiyor sabırsızını .
Ya kaçarsa , ya iriyse balık misali ...
Dallarına kuşlar konuyor diye kızılan telgrafın telleri bile ,
Ayak uyduramamışken bu değişime ,
Yedi haneli bir rakamla ulaşılabilen yarenliklere teslim oldum önce .
Bilgisayacak zannettik önceleri , bizi de yoksaydı , heyhat !
Ya orada elimin altında ,
Ya da burada parmağımın ucunda yaşayacaksın dediler bana .
Ben gittim .
Bir gün dile geleceğimi hiç düşünmüyordun , değil mi ?
Elma desen de çıkmam artık , artmut desen de ...
İmza ; Aşk 


23 Mayıs 2012 Çarşamba

Adamın İyisi

 Durduk yerde öyle bir başlık attım ki , sonunu getiremicem  iyi mi . Kaldım dumursu dumursu işte . Yazacaklarımın da aklımda sıraya girmesi yok mu , tam geçmişim klavyeye . Dağılın , istediğim yerden başlıcam , istediğim dala konucam diyesim var .
   Konu şu ;
Şimdi iş yerinde , evde , okulda farketmez . Ne zaman yemek vakti gelse ve bir kaç kişi olunsa , '' ne yesek '' te tıkanıyoruz .
'' Ya bi pizza söyleyelim'' ciler var en başta , pizzanın yanına da ayran diyecekler diye ödüm kopuyor , iyice soğucam biliyorum kendimi . Bi minnacık kredi vermişim kendisine zaten her kimse , o da gidecek ! O zaman lahmacun iste tam olsun , kok soğansı soğansı dimi !
  Hamburgecilere iyice sinir oluyorum , özellikle iş yerinde ise . Ham ham ısır böööyle , aç bir karış ağzını karşımda ! Bir üşenmedir tutturulmuş , her yer restoran doluyken etrafta . Hoş , birlikte gidilecekse fikir ayrılıklarını da hesaba katmak lazım . O bir yana çekiştirir , diğeri bir yana .
Heh , gelelim sadede . Bir erkek , ne yemek istediğiyle de ölçülür . Kebabçı adamlar , genellikle gömlek yakalarını da çok kapamazlar . Bir iyi yanı mertlikleri dicem ama , onlarında racon kesme huyları var , '' hesabı biz öderiz gardaş '' misali . Kebap biter , çay da içilir hatta , öğle yemeği ise tabii , akşam garanti ocak başı yerlerdir favorileri beyefendilerin . Evlenilir mi onlarla ? Valla bilemem , bazıları sert sever :)))
    Pizzacılar , eğer gerçek pizza seviyorlarsa , beğenmezler öyle Domino's Momino's , bas bayağı Italyan şeflerin elinden incecik pizza nerede yenir bilirler . Bir kırmızı şarap eşliğinde hem de . İyidir bu adamlar , naiftirler . Çıtkırıldım olmamalarına dikkat etmek lazım , hafif efemine bir durumdur ve hiç çekilmezler . İş adamı yeni nesil tipi çoktur aralarında , temiz giyinirler , çoraplarına kadar kalite buradayım der . İyi baba olurlar , abartabilir , siz hamileyken o da hamile gibi işin iyice vıcığı  cıcığına girerler . Babaysan baba gibi ol be , ne o öyle . Doğurucaz işte , vakti gelsin !
   '' Maksat doymak değil mi ya , en yakın yerde yiyelim gelelim'' diyenlerden uzak durun . Yemeğini yer uyur televizyon karşısında onlar ! Zıbarmak misali . Horlayan grup bunlardır , yer uyur .
 Ne ? Nee ? Çok mu kategori meraklısıyım ben ? Hiç bile ! Ne yediği adamın , nereye götürdüğü önemlidir . Giyimlerine kadar da benzeşir halleri . İnanmıyorsanız bi inceleyin , gelin anlatın . Bekliyorum :)

9 Mayıs 2012 Çarşamba

Su Duydu Sadece




                                           Ben bu gece ağladım .
    Bana böyle oluyor . Hiçbir aksilik tek başına aksileşmiyor bana . Hepsi  yan yana , üst üste geliyor ve hücum ediyorlar sanki . Birini savuşturuyorum .  Birine aldırmaz görünüyorum .  Bir başkasını da hallederim sanıyorum . Hele bir de işin içinde , benden başka etkilenecek , benden  daha önemli insanlar varsa ve çabalarım da sonuçsuz kalmışsa , bana bir güç geliyor , bir güç geliyor , bir enerji  , daha da fazla uğraşıyorum aksilikleri bertaraf etmeye .  Olmuyor bazen işte , ne yapsan ııh .
    Öyle bir ağlamak geldi ki hem de , durduk yerde , herkesin içinde de ağlanmaz ki öyle . Gözlerimin dolduğunu anladığımda , hani olur ya , bir bahane bulmak ister canı insanın , bir sözden etkilenmek gibi … Bir müzikten , filmin bir sahnesinden gibi … Yoktu hiç biri . Ne bir müzik ne bir konuşma ne de bir söz . Hiç biri yoktu , tutunayım da ‘’ gözlerim doldu ‘’ diyeyim . Bütün sözler , bütün ezgiler , dokunaklı her şey , her şey benim içimdeydi . Söylenmemiş  ve hiçbir zaman da söyleyemeyeceğim biçimde askıda .
   En güzelini yaptım . Duşa girdim , açtım suyu . Su üzerimde fütursuzca akarken,  ben de içimdekileri akıttım suya . Suyun sesine verdim hıçkırıklarımı . Su duydu sadece ...   
TırTıl