18 Şubat 2013 Pazartesi

Ne Bilinçmiş ki altı bi dolu bi dolu şey

Böyle bir şey demek ki bilinçaltı dedikleri. Küçükken sana ne yapılıyorsa büyüyünce ya sen yapıyorsun ya da teşvik ediyorsun birilerini menem bişeymiş gibi ( ne menem var da menem yok mu ki, neyse)

Bizimkiler, niye bilmem sık sık boyumu ölçerlerdi benim, uzamayacak mı sandılar nedir. Bizimkiler dediğim babaannem yapardı daha çok, ay geçmez bir duvara yaslardı beni, eli başımın üzerinde, bir çizik atardı duvara kalemle, yanına da günü, ayı ... Soyun diğer yarısını çok da iyi bilmediğinden, uzayacak mı bu kız telaşındaydı sanki.

 Babam, zayıflığımdan galiba, en çok kilomu tartardı. Ne zaman bir yere gitsek birlikte, ''bir de burada tartalım seni'' der bi bahaneyle aspirin maspirin de alarak bir eczaneye sokardı beni.Çocukluk ya, biliyordum ki tartacak  illa ki, ben de bi hırka bi bişey ekstradan giyerdim, yarım kilo yarım kilodur diye. Otuz, otuz buçuk, otuz bir... Sanki bi suç işlemişim gibi önüme bakar çıkardım hep, olmuyor olmuyor. Yiyordum yiyordum yiyordum da '' yaramıyor bu kıza'' ne demekse yaramıyordu yediklerim. Hele beni uncu bir amca vardı,Tahsin Bey, Mecidiyeköy'de şimdiki Kanal D binasının bir alt sokağı mıydı neydi hatırlamıyorum tam, oraya sokmuyor muydu, bir iki sohbet muhabbet Tahsin amca'nın başımı okşaması filan bitince, '' hadi bi tartalım seni'' faslı! Oldu işte babacım oldu , buydu değil mi asıl şey... Çıkarırlardı beni o o un çuvallarının tartıldığı koca şeye. İlk basınca sallanır hafiften, durur sonra. Kuş gagası gibi iki şey birbirine denk durunca asıl kilon çıkıyor kantarda. E dün de 31 dim ki allalaaa. Daha çok yersen büyürsün tatlı kızım. E yiyordum ki, yiyordum.

Bunun avantaj olduğunu ilerde anlayacaktım ama o zamanlar epey bir dertti bana. Ve bu nasıl bir bilinçaltıysa, hala bana '' ayy kilo mu verdin?'' dese biri, bir hafta kendime gelemem, etkilenirim. Marazi birdurum gibi. Hani ergenlikte çok şişman olan kızlar, ilerde zayıflasalar bile hala kendini şişman sanırmış ya, bu da öyle bir takıntı gibi işte. Hep onların yüzünden. Yiyor yiyor yaramıyor buna. Tuhaf ve garip alışkanlıklarım da hep o zamanlardan kalma işte. Yemek yerken hala su, kola, ayran hiç bir şey içmem, içemem ben. Onlarla karnım dolar, az yerim diye.

Bu zaafımı bilenler hep takılır, zayıfladın mı sen biraz. Hayır yaaa! Ben de şimdi çocuklara yapıyorum aynısını. İstemiyorum aslında ama elimde değil. Bir ölçme biçme merakı gidiyor. Onlar da şikayetçi aslında.'' Ye bebeğim ye, bak Arıkan nasıl yiyor gördünüz mü, böööyle açıyor ağzını::))''
- Ama anneee Arıkan da dana gibi yaa:)
Suss. Konuşulmaz öyle:)
Elimde değil...

1 yorum:

  1. Benim çocukluğuma dair en net hatırladığım şey ; İlkokul 1. sınıftan , lise 1'e kadar süren ve her seferinde gözyaşlarıyla sonuçlanan saçımın o soğuk, demirden olan saç kesim makinasıyla 3 numara dedikleri boyda kesilmesi. :( İlk yıllarda babam tarafından kesilen saçlarım daha sonraları babam tarafından götürülen o hiç susmak bilmeyen berber amca tarafından itinayla kısaltılırdı. İşte bilinçaltı dedikleri o menem şeydendir ki; Askerlikte dahil olmak üzere bir daha asla saçım hiç kısa olmadı, olmayacak!

    Yazının konusu, içerdiği ince detaylar, benzersiz ve sana özel tanımlamalarla yine enfes olmuş... Bayıldım yine yine yine...

    ( :

    YanıtlaSil